Asla evlenmeyi düşünmeyen ama bir çocuğu olmasını istediği için bitkisel hayattaki bir hastayla ilişkiye girip hamile kalan feminist hemşire Jenny’nin oğlu olan T. S. Garp’ın bütün ömrü de neredeyse aynı tuhaflıkta geçecektir. Çocukluğundan itibaren yaşamla farklı bağlar kuran Garp, hayatına girip çıkan insanların ve yazarlık sevdasının üzerinde yarattığı etkilerle de bambaşka bir karaktere sahip olacaktır.